Koronavirüs Ekonomisi Üzerine Notlar (Koronavirüs Yazıları – IV)

Koronavirüs pandemisinin sürdüğü bugünlerde 2 önemli ekonomi haberi ajanslara düştü. Koronavirüs ekonomisi olarak adlandırabileceğimiz bu döneme ve sonrasına ilişkin önemli ipuçları veren bu iki haber: IMF’ nin global ölçekte büyüme tahminleri ve 2020 Mart dönemi bütçe açığı şeklinde.

 

Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’ nun Nisan 2020 sayısını “Büyük Tecrit” başlığı ile yayımladı. Raporda, küresel ekonomik büyüme tahmininin bu yıl için yüzde 3,3′ ten yüzde eksi 3′ e, 2021 için yüzde 3,4′ ten yüzde 5,8′ e revize edildiği belirtildi.

Salgının bu yılın 2′ nci yarısında azaldığı ve salgına karşı alınan önlemlerin kademeli olarak kaldırıldığına ilişkin senaryo dikkate alındığında küresel ekonominin toparlanacağına dikkat çekilerek, politika desteklerinin yardımıyla ekonomik faaliyetin normalleşmesi halinde 2021′ de yüzde 5,8′ lik bir büyüme beklendiği aktarıldı.

IMF’ nin raporuna göre, ABD için büyüme tahmini 2020′ de yüzde 2′ den yüzde eksi 5,9′ a düşürülürken, 2021 yılı için yüzde 1,7’ den yüzde 4,7′ ye yükseltildi.

Avro Bölgesi için büyüme beklentisi de 2020’de yüzde 1,3′ ten yüzde eksi 7,5′ e çekilirken, 2021′ de yüzde 1,4′ ten yüzde 4,7′ ye çıkarıldı.

Avrupa’ nın önde gelen ekonomilerinden Almanya’ nın büyüme tahmini bu yıl yüzde 1,1′ den yüzde eksi 7′ ye düşürülürken, 2021′ de yüzde 1,4′ ten yüzde 5,2′ ye yükseltildi. Avrupa’ da Kovid-19 salgınından en çok etkilenen İtalya’ nın ise bu yıla ilişkin ekonomik büyüme tahmini yüzde 0,5′ ten yüzde eksi 9,1′ e çekilirken, 2021′ de yüzde 0,7′ den yüzde 4,8′ e çıkarıldı.

İngiltere için 2020 büyüme tahmini yüzde 1,4′ ten yüzde eksi 6,5′ e düşürülürken, 2021 beklentisi yüzde 1,5′ ten yüzde 4′ e yükseltildi.

Gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyüme tahmini ise 2020′ de yüzde 4,4′ ten yüzde eksi 1′ e çekilirken, 2021′ de yüzde 4,6′ dan yüzde 6,6′ ya çıkarıldı.

Kovid-19 salgınının ortaya çıktığı Çin’ de de bu yıla ilişkin ekonomik büyüme beklentisi yüzde 6′ dan yüzde 1,2′ ye düşürülürken, 2021′ de yüzde 5,8′ den 9,2′ ye yükseltildi.

Türkiye ekonomisinin ise bu yıl yüzde 5 daralacağı, 2021′ de yüzde 5 büyüyeceği öngörüldü. Türkiye için enflasyon tahmini de bu yıl ve gelecek yıl için yüzde 12 olarak belirlendi. Ülkedeki işsizlik oranının ise bu yıl 17,2, gelecek yıl yüzde 15,6 seviyesinde gerçekleşeceği öngörüldü.

 

IMF’ nin tahminlerine bakıldığında, çok değil geçen ay yapılan tahminlere göre radikal biçimde negatif yönlü bir eğilim görülmekte. Bununla birlikte, 2020 yılında öngörülen düşüşün çokluğu da göz önünde bulundurularak, 2021 yılı için ciddi büyüme rakamlarından bahsedilmekte. Tabii, salgının 2020 yılının 2. çeyreğinden itibaren azalacağı varsayımıyla.

Açıklamada dikkat çeken bir diğer nokta ise, gelişmiş ekonomilerin negatif büyüme oranlarının daha yüksek olduğu yönünde. Özellikle Avro bölgesinde ciddi bir kriz olacağı öngörülmekte.

IMF’ nin Türkiye tahminlerine baktığımızda ise, üzerinde ciddi şekilde tartışmamız gereken olumsuz tabloyu ve Koronavirüs Ekonomisi etkilerini kolaylıkla görebiliyoruz. Bu sürece sıkıntılı bir dönemde yakalanan Türkiye ekonomisinin 2020 yılında bunun üzerine %5 küçülmesi beraberinde birçok farklı sorunu da gündeme getirecektir.

Enflasyonun, talep yönündeki hızlı ve radikal biçimdeki azalma neticesinde, belirli ürün grupları dışında çok artmayacağı sadece IMF değil, konu ile ilgili farklı otoritelerce de dile getirilmekte. Para basılması durumunda dahi, hiper enflasyon ihtimali oldukça düşük görünmekte.

İşsizlik oranında öngörülen artış ise, gerçekçi bir tahmin olarak telakki edilebilir ve maalesef bir çok sosyal / ekonomik sorunu da beraberinde getireceği görünmekte.

Bu noktada Koronavirüs Ekonomisi açısında önem arz eden bir diğer husus ise, Hazine ve Maliye Bakanlığı’ ndan yapılan açıklamada da vurgulandığı üzere;

 

“Merkezi yönetim bütçesinin 2019 yılı Mart ayında 24 milyar 477 milyon TL açık vermiş iken, 2020 yılı Mart ayında 43 milyar 719 milyon TL açık vermiş olmasıdır.”

Burada asıl dikkat çekmek istediğim nokta ise, 2020 yılı Mart ayı vergi gelirleri tahsilatının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10,1 oranında azalarak 36 milyar 954 milyon TL’ ye gerilemiş olmasıdır. Mart 2019’ da 41,1 milyar TL, Şubat 2020’de 71,7 milyar TL olan toplam vergi geliri, Mart 2020’de büyük düşüşle 36,9 milyar TL’ye geriledi. Bu rakamlarla, Mart’ta vergi gelirinde düşüş geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10, bir önceki aya göre yüzde 48,5 oldu.

Koronavirüs salgının yeni yeni görülmeye başladığı Şubat – Mart Aylarına ilişkin bu tablo oldukça düşündürücüdür. Zira, Nisan 2020 vergi gelirleri, krizin asıl etkisinin hissedildiği döneme gelmesi nedeniyle çok daha düşük çıkacaktır. Bununla birlikte, devlet tarafından birçok sektöre tanınan vergi ve SGK ödemelerinin uzun vadeli ötelenmesi desteği de, bütçe gelirlerinin giderek düşmesi sonucunu doğuracaktır. Ayrıca, Koronavirüs etkisiyle kamuoyunda bir “Vergi Affı” çıkarılacağına yönelik beklenti mevcut olup, bunun neticesinde Nisan 2020 sonundan itibaren yapılacak ödemelerde düzensizlikler yaşanması da muhtemeldir. Bu dönemde bütçe giderlerinde yaşanabilecek, destek temelli artışlar da ters yönde bir baskı oluşturacak ve bütçe açığını artırma yönünde etki edecektir.

 

Koronavirüs ile ilgili diğer yazılarım:

İşletme Ölçeğine Bağlı Olarak, Koronavirüs Salgını Sonrası Ekonomik Görünüm Tahminlerim (Koronavirüs Yazıları – I)

 

Koronavirüs Pandemisi Sürecinde ve Sonrasında Ortaya Çıkacak Tasarruf Tablosu Hakkında Görüşler (Koronavirüs Yazıları – II)

 

Gelir Harcama Zinciri Kırılıyor, Kriz Derinleşiyor (Koronavirüs Yazıları – III)

 

1 Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir